75 yaşındaki marangoz ustası Şentürk: 'Eti senin kemiği benim dönemi bitti'
Aydın'ın Koçarlı ilçesinde babası tarafından kurulan ve 76 yıldır faaliyetlerine devam eden marangoz atölyesinde mesleğini sürdüren 75 yaşındaki marangoz ustası Hüdaverdi Şentürk mesleğinin geleceğinden endişe ettiğini belirterek, Çıraklık ve eğitimde 'eti senin kemiği benim' dönemi bitti. Artık gençler pek bir şey öğrenmediği gibi 12 yıllık kesintisiz eğitim sanayiyi de çıraksız bıraktı dedi.
Aydın’ın Koçarlı ilçesinde babası tarafından kurulan ve 76 yıldır faaliyetlerine devam eden marangoz atölyesinde mesleğini sürdüren 75 yaşındaki marangoz ustası Hüdaverdi Şentürk mesleğinin geleceğinden endişe ettiğini belirterek, "Çıraklık ve eğitimde ’eti senin kemiği benim’ dönemi bitti. Artık gençler pek bir şey öğrenmediği gibi 12 yıllık kesintisiz eğitim sanayiyi de çıraksız bıraktı" dedi.
Babasının 1949 yılında açtığı marangoz atölyesini 1972 yılında devralan ve o günden bu yana mesleğe adanmış bir ömür geçiren Hüdaverdi Şentürk, çıraklık sisteminin yok olmaya yüz tuttuğunu kaydetti. Yıllarını ahşaba adamış olan Şentürk, çırak yetişmemesinden dolayı hem üzüntü duyduğunu hem de mesleğin geleceği konusunda endişeli olduğunu belirtti. Şentürk, geçmişte ailelerin çocuklarını meslek öğrenmeleri için gönül rahatlığıyla sanayiye gönderdiğini, ancak bugün aynı anlayışın kalmadığını vurguladı. 4+4+4 kesintisiz eğitim sisteminin yürürlüğe girmesiyle sanayilerin çırak bulamaz hale geldiğini iddia eden Şentürk, "Eskiden çocuk okumuyorsa ailesi bir ustaya verirdi. Şimdi herkes okuyor diplomalı ve işsiz. Ancak işin en yoğun olduğu sanayi bomboş" diye konuştu.
"Bu meslekten başka bir işle uğraşmadım"
Kendisinin çalışmayı çok sevdiğini ve boş durduğunda kendisini boşluğa düşmüş biri gibi hissettiğini kaydeden Hüdaverdi Şentürk, "Ben 75 yaşındayım ve bu meslek bana babamdan yadigar. 1949 yılında açılan bu iş yerimiz o gün bugündür halen daha faaliyetini sürdürüyor. Doğdum doğalı bu marangozluk mesleğinin içerisindeyim, başka hiçbir iş ile uğraşmadım. 1972 yılında askerden geldikten sonra babamdan işi devraldım. Ben de oğlanlarıma devrettim. Onlar da şu anda Muğla’nın Datça ilçesinde mobilya üzerine bu işi sürdürüyorlar. Ben de iş yerimiz kapanmasın diye Aydın’ın merkez ilçesi Efeler’den her gün buraya gelip gidiyorum. Çalışmadığımda kendimi boşluğa düşmüş ikinci sınıf bir vatandaş gibi görüyorum. Baskı altında çalışıyorsanız, yaptığınız işi sevmiyorsanız bu iş size zor gelir ama ben işimi yaparken zevk alarak yapıyorum. Yaşım ilerlese de devam ediyorum. Çünkü severek yapılan bir işten insan hiçbir zaman gocunmaz, zorlanmaz. Bugüne kadar bu işi yaparken hiç zorlanmadım ve severek yaptım. Elimin tuttuğu, gözümün gördüğü yere kadar da mesleğimi sürdüreceğim. Kahvehanelerde boş zaman öldüreceğime, kendi iş yerimde mesleğimle uğraşıyorum" diye konuştu.
’Eti senin kemiği benim’ dönemi bitti
Şentürk geçmişte ailelerin ustalara duyduğu güvene de dikkat çekerek, "4+4+4 zorunlu eğitim sistemi çıktıktan sonra, sanayiler bomboş kaldı. Şimdi çocuklar, ister başarılı olsun ister olmasın sınıfı geçiyorlar. Eskiden aileler çocuklarını bize teslim ederdi, ’eti senin kemiği benim’ derlerdi. O günün şartlarında çocuğun tüm mesuliyeti bize ait olurdu. Bugün ise önce haftalığını soruyorlar. Hangi saatte evde olacağını konuşuyorlar. 4+4+4 zorunlu eğitim sistemi Türkiye’de büyük bir çırak kaybına neden oldu" dedi.
"Yabancılar çalışıyor, bizimkiler pazarlık yapıyor"
Gençlerin artık iş beğenmediğini ifade eden Şentürk, "Benim şahsi düşüncem okuyacak ve okumayacak olan çocukları ayırt edebilmek lazım. Mesela yabancı uyruklu gençlerimiz geliyor ülkemize ve onlar iş ayırt etmeden çalışıyorlar. Ancak bizim kendi yerli çocuklarımızı çalıştıramıyoruz. Önce aylığını, haftalığını, günlüğünü soruyorlar ama yaptığı işe bakarsanız maalesef yok. Çocuğa bir laf söylemeye bile gelmiyor hemen ertesi gün aileler iş yerine gelip bizden hesap sormaya kalkıyorlar" ifadelerini kullanarak her geçen çıraklığın ve ahiliğin yok olmaya yüz tuttuğunu söyledi.




Bakmadan Geçme





